Cuma, Şubat 25

Öğlen Yemeği

Genelde çok kalabalık çıkarız öğlen yemeklerine. Ama buğün kimsenin çıkası gelmedi dışarı havanın soğuk olması ve bazılarının ajanta olmaması galiba. Neyse biz üç kişi Hatice, Merve ve ben çıkalım dedik. Hemen ajansın yakınlarında bir yere gittik. Yemeklerimizi söyledik sohbet ederken öyle konu nasıl olduysa ölüme geldi.

Aman ayyyyy falan demeyin sadece bir yakınını kaybeden insan neler hissediyor nasıl dayanıyo falan diye konuşuyorduk. Hatice bunu yaşamış bir insan olarak açıklamaya çalıştı tabi bize. O babasını kaybetmişte....

İnsanın o zamanlarda beyninin uyuştuğunu falan söyledi ben bilmediğim için bu duyguyu anlamam mümkün değil. Allah kimseyede yaşatmasın...


Sonra ölü görmekten konuşurken ben bir kere gördüğümü söyledim. Eşimin babası vefat ettiginde görmüştüm uyur gibiydi gayet normaldi yani.

Hatice lisede ölü merak ettiği için hemşire tanıdığının yardımıyla morg’da görmeye gitmiş, üniversite’de de kadavraları. Merak insana neler yaptırıyormuş baksanıza...

Merve ölen birini görmek istedigi için onu götürsünler diye ağladığını söyledi. Çok komikti biz baya güldük.

Sonra hatice “Siz ne diyosunuz benim babaannem canlı yayında öldü” dedi.

Biz şaşkınlıkla katıla katıla gülmeye başladık ama haticede normal bişey söylemediki canlı yayında babaannesinin ölmesi fena bişey herkesin gözü önünde...

Daha sonra Hatice bunu söylemek istemediğini babaannesinin yanında vefat ettiğini söyleyince (dili sürçmüş) olay aydınlığa kavuştu. O soğuk ölüm lafı bizim şu an her aklımıza geldiğinde gülümseten hatta kahkaha attıran bir konu haline geldi.

Bana kızıcaksınız kesin ölüme gülermi insan diye ama napalım hayat devam ediyor ve bize her acıyı gösteriyor. Bizim yapmamız gereken hayata gülen bir yüzle ve gülen gözlerle bakmak....

Yüzünüz hiç solmasın canlarım

Yeni Bir Başlangıç....

Aslında yeni başlangıçlar iyidir ama  beni biraz rahatsız eder. Düşünsenize hayatımızda ne kadar çok yeni başlayan bişeyler var. Zaten anne karnına düştügümüz an başlarlar.
Dogum yeni bir balangıç  (farkında olamadığımız)...

Okul; her dönemi ayrı bir başlangıç  üniversiteye kadar .Yeni insanlar yeni ortamlar güzel ama güzel olduğu kadarda zor .

Benim buraya kadar çok zorluk çektiğim söylenemez, gayette iyi gitti. Belki yapımdan kaynaklanıyor ama çocukluğumdan beri vardır utanırım, sıkılırım insanlardan. Kötü tabi bu, çok zorlandığım zamanlar da olmadı değil.

İş hayatı, tabi bu en zor başlangıç. Yapıyosunuz ama bide insanlarla uğraşıyosunuz bi taraftan.
Uğraşmaktan kastım yanlış anlaşılmasın sakın. Tabiki her insan birbirinden farklı. Bu farklılıklar bazen insanı üzebiliyor ama alıştıkça normal geliyor size “insan ya her türlüsü var” demeye başlıyosunuz ama benim bunu söylediğim çok oldu. Hani karşınızdakini kendiniz gibi zannetme vardır ya işte benim en çok yaptığım hata... hatamı bilemiyorum tabi, aslında iyi bişeyde olabilir.

Ama şunu pek çok kez yaşadım karşınızdaki insana ne hissediyorsanız oda aynı şeyleri sizin için hissediyor. Tabi hep böyle demiyorum ama ben çok sık yaşarım.

Babam hep dedemden bahsederdi akıllı bir adamdı diye hatta karşısındaki insanın ne düşündügünü bilirmiş. Babamı dinlerken bizde hep derdik keşke bizde düşünce okuyabilseydik diye. Böyle bişey olamaz tabi hissederiz; bakışlar hareketler anlatır herşeyi...


Dedem bir gün dükkanının önünde arkadaşlarıyla oturuyormuş. Yoldan geçen bir tanıdık için arkadaşlarına;
Bakın ; “ha bu adam beni sevmiyor” demiş. Yanındakiler “nerden biliyosun seni sevmediğini dayı” demişler.
Dedem;
“Eeeee bırakın onuda bilelim çünkü bende onu sevmiyorum” demiş.

Güzel şeyler hissetmeniz dileğiyle.....


Bu blog olayınada Sibelcim sayesinde yeni bir başlangıç yapıyırum. Çok severim kendisini bilir oda beni sever. Aslında çok yabancıyım, bu başlangıç benim için iyi olacak sanıyorum. Aklıma gelenleri yaşadıklarımı paylaşmayı düşünüyorum yazma konusunda pek yeteneksizim ama elimden  ğeldiğince işte ...

Umarım hoşunuza gider. Bişey daha arkadaşlarıma bişey söylemek istiyorum.

Sibel, Merve, Beste, Deniz K., Deniz S., Hatice,

“ Ben evliyimmmmmmmm”  iyiki varsınız.